8 Temmuz 2017 Cumartesi

TATİL KİLOLARINI 1 HAFTADA VEREBİLİRSİNİZ






Tatil sezonundayız. 2-3 günlük ufak kaçak tatiller, bayram tatili, yıllık izin tatilleri üst üste gelip tatilde kilo alanlardansanız bu yazı sizin için. Tatil kilolarınızdan 1 hafta içinde kurtulabilirsiniz. Hem de fazla çaba harcamadan. Nasıl mı?

Tatil döneminde normal beslenme düzenimizin dışına çıkarız. Daha bol ve sık beslenme, yemek üzerine tatlı ve meyve tüketimi, yağlı ve kalorili besinler, dondurma ve şekerli içecekler kilomuzu sabit tutmamızı zorlaştırır. Tatilden döndüğümüzde 2-3 kg gibi bir fark oluşabilir. Alınan bu kiloyu hemen kaybetmeye çalışırsak çok daha az enerji sarf ederek kilomuzu verebiliriz. Unutmayın, kilo ne kadar uzun süre üzerimizde durur ise vermesi o kadar zorlaşır. Hızlı gelen kilo hızlı gider. Tatil dönüşü eski kilonuza geri dönmek için dikkat edebileceğiniz birkaç püf noktası paylaşalım;

·         Tatilden döndükten sonraki 1 hafta sıvı tüketiminizi artırın. Tuz tüketiminizi azaltın. Maden suyu, light kola gibi içecekleri tüketmeyin. Böylece tatil ve yolculuk ödeminiz gidecektir.
·         1 hafta biraz sebze ağırlıklı beslenin. Öğle ve akşam yemeklerinde kalorisi düşük yaprak sebzeleri tercih etmeye çalışın (semizotu, taze fasülye, kabak, mantar gibi)
·         Ara öğünlerinizde paketli ürün kullanmayın. Meyve ve süt ürünlerini tercih edin.
·         Günlük yarım saat bir saat arası yürüyüş yapmaya çalışın.
·          Sofranızda mutlaka yeşil salata olsun. Salatanıza 1 hafta süre ile yağ ilavesi yapmayın. Bolca limon ve sirke kullanabilirsiniz.
·         Günde 1-2 fincan yeşil veya beyaz çay tüketin.
·         Akşam yemeğinden sonra 1 hafta süre ile gece ara öğün yapmayın. Akşam yemeğini biraz erken yemeye çalışın.  Yemek saati en geç 20:00 olmalı.
·         Dondurma dahil paketli hiçbir ürün kullanmayın.
 1 hafta süre ile bu kurallara uyarsanız 1 haftanın sonunda tatilde aldığınız kilolarınızı vereceksinizdir.  Kilo sorununuz ve özel bir sağlık probleminiz varsa mutlaka bir diyetisyene danışınız.  Kendi kendinize ve yanlış  uyguladığınız diyet programları sağlığınızı daha da bozabilir.
DİYETİSYEN BAŞAK KEFELİ

6 Temmuz 2017 Perşembe

EVLİLİK KİLO ALDIRIYOR




 Hayatımızda kilo sorunu yaşayabileceğimiz riskli bazı dönüm noktalarımız oluyor. Çoğu kişinin kilo sorunu çocukluktan çıkış yaşlarında, ortalama 18’li yaşlarda başlıyor. Dışarıda yemek yemenin artması, daha hareketsiz günlerin geçmesi, spor yapılmaması ve yüksek enerjili besinlerin ve alkolün tüketilmesi kilo sorunlarını oluşturuyor. Ancak riskli dönemler sadece bununla bitmiyor.
·         Kadınlar açısından konuştuğumuzda gebelik ve gebelik sonrası dönem kilo sorunu yaşanması için yine riskli dönemlerden biridir. Çoğu anne gebelik kilolarından kurtulur ancak emzirme sürecinde aldığı kilolarından kurtulamaz. Yürüttüğüm zayıflama programlarında yoğunlukla çalıştığım hasta grubu emziklilik sürecinde aldığı kiloları veremeyen annelerden oluşuyor.

·         Bir diğer riskli grup ise yeni evlenmiş  çiftler. “Evlilik Kilosu” olarak literatüre geçmiş bir tanım bile vardır. Çoğu evlenen çift evliliklerinin ilk 2 yılında kilo sorunu yaşarlar.  Bütün gün farklı işlerde veya yerlerde olan çiftler akşam yemek sonrası en huzurlu oldukları yer olan evlerinde,  yemek sonrası atıştırmalıkların dozunu fazla kaçırıyor. Gazlı içecekler, çerezler,cipsler, mısırlar veya tatlı, çikolata gibi abur cuburlar ile 1 yıl içinde 10-15kg alan çiftleri görmek artık oldukça tanıdık olduğum bir tablo.
·         Kadınlar için diğer önemli olan dönem ise menapoza giriş esnasıdır. Genellikle 5 ila 10kg arasında kilo oynamasını gördüğümüz bu dönemde vücudun enerji harcaması azaldığı ve metabolizma hızlıca yavaşladığı için ani kilo artışlarını görürüz. Menapoza giren veya girmek üzere olan bayanlara önerim ise günlük hareketlerini biraz artırmaları ve örnek bir beslenme planı almaları için bir diyetisyenden destek almalarıdır. Bu süreç daha kontrollü geçirilmesi gereken önemli bir dönemdir.
·         Erkek veya kadın fark etmeden iş değişikliği, emeklilik, şehir değişikliği veya ev değişikliği gibi durumlarda da kilo sorunları yaşanabiliyor. Dolayısı ile kilonun yukarı çıktığı fark edildiği anda, vakit kaybetmeden bir beslenme uzmanından destek alınmalıdır. 5 kilonun verilmesi ile birikmiş 20 kilonun verilmesi kişiye aynı psikolojik baskıyı yapmaz. Kilo sorunu ne kadar az ise vücuda yapılan olumsuz etki de o kadar az olur.

Obezite, sağlığı ciddi anlamda olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. Nasıl ki hastalarımız dişi ağrıdığında diş doktoruna, beli ağrıdığında fizik tedavi doktoruna gidiyorsa, kilo sorunu yaşadığında da beslenme ve diyet uzmanına gitmeleri gerekir. Gazetelerden, dergilerden, internetten görüp uyguladığımız zayıflama diyetlerinin sağlıklı olmadığını unutmamalıyız. Kilo sorunu uzman eşliğinde çözülmesi gereken önemli bir sorundur.

3 Temmuz 2017 Pazartesi

HAFTADA 150 DAKİKA YÜRÜYÜN



 

Spor yapmak veya hareketli olmak aslında bir yaşam tarzıdır. Herkesin kolaylıkla yapabileceği sokak yürüyüşleri için bile tonla bahane üretebiliyoruz. Ancak bahaneler size sağlığınızı geri vermiyor. Sağlığınız bir kere bozuldu mu geri döndürmek oldukça zor olabiliyor. Dolayısı ile yapmamız gereken en başta işi ciddiye almak.
Çok hareketsisiz. Bütün gün oturuyoruz, yemek yiyip oturuyoruz, çalışıp oturuyoruz,, hafta sonu dinlenmek için oturuyoruz. Kısacası hareket etmemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Halbuki haftalık olarak yapmamız gereken belli bir miktar yürüyüş veya egzersiz olmalı.
Son zamanlarda üzerinde en çok durulan ve çok net olarak söylenen bir şey var. Haftada ortalama 150 dk tempolu yürümeliyiz! Bunu isterseniz 2 günde 75’er dk. İsterseniz de 5 günde 30’ar dk şeklinde programlayabilirsiniz. Yürüyüşünüzün temposu da önemlidir. Önerimiz şu şekilde: yürüyüş yaparken yanınızdaki arkadaşınız ile sohbet edebilirsiniz. Ancak şarkı mırıldanmaya başladığınızda nefes nefese kalmanız gerekir. Bu nefes alış hızını yakaladığınız andan itibaren en az 30dk. Yürüyüşünüz devam etmelidir.
Haftalık 150 dk yürüyüşün size ne gibi faydası olur biliyor musunuz?
  • Vücudunuzdan toksinlerinizi atarsınız.
  • Şekeriniz ve tansiyonunuz dengeye girer.
  • Felç ve damar tıkanıklığı riskiniz azalır.
  • Karaciğer yağlanması riskiz azalır.
  • Metabolizmanız hızlanır, kilo sorununuz varsa zayıflamanıza yardımcı olur.
  • Sinirlerinizi sakinleştir, depresyona yatkınlığınız var ise tedavinize faydası bulunur.
  • Özellikle açık hava yürüyüşleri kemik erimesi riskinizi azaltır, kaslarınızı kuvvetlendirir. Dolayısı ile daha dinç bir vücuda sahip olursunuz.
  • Bağışıklığınızı kuvvetlendirir ve kansere yakalanma riskinizi azaltır.

Sağlıklı Yaşamak Ve Sağlıklı Yaş Almak Zor Değil. Sadece Karar Vermelisiniz. Hepsi Bu.

Dyt.Başak Kefeli

ŞEKERSİZ TATLILAR YAPMAYI DENEYİN




Şekerli tada karşı düşkünlüğümüz daha annemizin karnındayken başlar. Hamile anneler tatlı bir şeyler yediğinde karnındaki bebek daha fazla yutkunmaya, sıvıya geçen şeker tadını daha fazla almaya çalışır. Doğduğumuzda tatlıyı reddetmeyiz. Yavaş yavaş tatlıya karşı bağımlılığımız artar. Sonra bir bakmışız tatlısız yapamaz olmuşuz. Sofra şekeri vücudumuz tarafından ihtiyaç duyulmayan boş enerji kaynağı bir maddedir. Ona karşı duyulan istek tamamen alışkanlıktandır. Oldukça sağlıksızdır ve ne kadar az tüketilirse o kadar iyidir. Ama bazen maalesef ki şekeri hayatımızdan çıkarmak sanıldığı kadar kolay olmaz. Canımız aş erircesine şeker çeker. Bende böyle durumlarda tatlı krizimizi atlatacak masum alternatiflerin tüketilmesi taraftarıyım.
·         Şeker yerine kuru meyveler, tarçın, biraz bal veya pekmez kullanılabilir.
·         Un tercihinizi her daim tam buğday unu veya yulaf unu, yulaf kepeği, kepekli un gibi unlardan yana kullanmalısınız.
·         Tatlandırıcılardan destek alın. Özellikle doğal tatlandırıcı olan steviayı deneyebilirisiniz.
·     Kek yaparken hamurunda portakal suyu, şeftali suyu gibi tatlı meyve suları kullanmaya çalışın.
·         Hurma ve kuru kayısıyı ılık suda bekletip yumuşatın. Ardından rondodan geçirip hamurunuza ekleyin. Şeker tadını fazlası ile verecektir.
·         Kekinizi pişirdikten sonra üzerine sulandırılmış pekmezi dökerek kekinizin emmesini bekleyin. Bu sayede dışı ıslak keke benzer  şekersiz bir atıştırmalık elde etmiş olacaksınız.
Bu ve bunlara benzer alternatifler geliştirerek mutfağınızda uygulamaya çalışın. Bu sayede şekersiz ve daha sağlıklı bir hayata merhaba demiş olacaksınız. Çocuklarınızı ve sevdiklerinizi şeker gibi sağlıksız bir madde ile karşılaştırmayınız. Bu konu sağlam bir vücut ve sağlıklı bir gelecek için son derece önemlidir.
Dyt. Başak Kefeli